Dünyanın ilk hidrojen yarış serisi Extreme H geliyor
Çevreye verdiği önemle bilinen elektrikli off-road yarış serisi Extreme E yeni bir döneme başlıyor ve Extreme H adını alıyor. Extreme H, dünyanın ilk hidrojen yakıtlı yarış serisi olacak.
Çevreye verdiği önemle bilinen ve giderek popülerliği artan elektrikli off-road yarış serisi Extreme E, dünyanın ilk hidrojen yakıtlı yarış serisi Extreme H‘yi nihayet resmen başlattı. Yeni sezon ile birlikte Extreme E, hidrojene geçiş yapacak. Geçiş süreciyle birlikte seri, Pioneer 25 adını verdiği hidrojenle çalışan yeni araca da geçiş yapıyor. İlk sezonun Nisan 2025’te Suudi Arabistan’da başlaması, ardından İngiltere, Almanya, İtalya’ya gitmesi ve ABD’de tamamlanması planlanıyor.
Extreme H, Extreme E’nin Ocak 2019’da tam olarak lanse edildiği yer olan HMS Belfast’ın yanında, serinin araçlarını yarış alanları arasında taşımak için kullanılan St Helena gemisinin üzerinde tanıtıldı.
Hidrojenli Extreme H yarış serisi
Extreme H’nin en önemli parçası, Extreme E’nin Odyssey 21 aracının da üreticisi olan Spark Racing Technology tarafından tasarlanan ve üretilen tamamen yeni bir araç olan Pioneer 25. Pioneer 25’in kalbinde serinin resmi yakıt üreticisi Symbio‘nun 75kW (100hp) gücündeki hidrojen yakıt hücresi yer alıyor, ancak bu güç yine de bir batarya ile destekliyor. Hidrojene geçilmesine rağmen Pioneer 25, üst düzey bir yarış otomobilinden beklenen heyecan verici performansı koruyor. En yüksek gücü 400kW (550hp) olan otomobil, 2.200 kg ağırlığa sahip. Aracın 0-100 km/s hızlanması ise 4,5saniyede tamamlanıyor. Pioneer 25 aynı zamanda yüzde 130’a varan eğimleri tırmanabiliyor. Bu araçlar Extreme E’de olduğu gibi çöl ve ekstrem koşullarda yarışacak.
Extreme E ve H’nin kurucusu Alejandro Agag, “Yeşil hidrojen kullanmaya çalışacağız. Ancak nükleer enerji kullanılarak üretilen pembe hidrojen gibi eşit derecede iyi olan başka hidrojenler de var. Kesinlikle gri hidrojen kullanmayacağız” diyor.
Hidrojen temiz bir yakıt olsa da esasında üretim süreci onu temiz veya kirli kılıyor. Gri hidrojen dediğimiz yakıt, fosil yakıtların kullanımıyla üretiliyor. Bu da sera gazı salınımına neden olarak hidrojenin tüm amacını boşa çıkarıyor. Günümüzde yeşil hidrojen, yani yenilenebilir enerjiden sağlanan güç kullanılarak sudan elektroliz ile elde edilen hidrojenin üretimi toplam üretimin yüzde 1’ini oluşturuyor.
Günümüzde hidrojen ve batarya destekli elektrikli araçlar konusunda bir tartışma var. Bazıları elektrikli araçları savunurken bazıları da hidrojeni savunuyor. Gerçeklikte ise bu iki tür de aslında birbirinin bir tamamlayıcısı olarak görülüyor. Alejandro Agag, bataryaların şehir içinde çok iyi olduğunu, ancak uzun mesafelerde hidrojenin daha avantajlı olduğunu söylüyor. Extreme H serisi de bu birlikteliğe vurgu yapacak bir seri olacak. Formula 1 ve Extreme H gibi seriler yeni teknolojilerin gerçek dünya koşullarına getirilmesi için önemli bir platform konumunda. Extreme H, sadece hidrojenin yakıt olarak kullanımını değil aynı zamanda lojistikyönetimi için de önemli bir test ve deneyim alanı olacak.
