Stellantis, İtalya’daki ilk batarya merkezini açtı
Stellantis’in elektrikli geleceğe yatırımları sürüyor.
Otomotiv ve mobilite dünyasının en büyük gruplarından Stellantis, sektörün elektrikli geleceğine yatırım yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda çalışmalarına hız veren Stellantis, İtalya’nın Torino şehrindeki Mirafiori kompleksinde, ilk Batarya Teknolojisi Merkezi’ni açtı.
Kendi alanında İtalya’nın en büyüğü olan merkez, aynı zamanda Avrupa’nın da en büyük Batarya Teknoloji Merkezleri arasında olmasıyla dikkat çekiyor. Mirafiori Batarya Teknolojisi Merkezi’nin açılışı aynı zamanda, Stellantis’in İtalya’ya ve oradaki iş gücüne olan bağlılığını da güçlendiriyor.
Stellantis’in, gelişimi için 40 milyon euroluk yatırım yaptığı, ileri teknolojiyle donatılan merkez; Stellantis bünyesindeki markaların yakında pazara sunulacak modelleri için enerji sağlayacak batarya paketleri, modüller, yüksek gerilim hücreleri, yazılım tasarlama, geliştirme ve test etme yeteneklerini artırıyor.
Mirafiori Batarya Teknolojisi Merkezi’nde, büyük bölümü Stellantis’ten olmak üzere 100’den fazla çalışan bulunuyor. Buradaki çalışanlar, iklim stres testleri ve batarya kullanım ömrü dayanıklılık testleri gerçekleştirecekler. Batarya yönetim sistemi (BMS) yazılım geliştirme ve kalibrasyon yaparak, analiz ve kıyaslama için batarya paketlerinin ve hücrelerin sökülmesini gerçekleştirerek denetleyecekler.
Stellantis ayrıca 6 giga-fabrikayı içerecek, küresel batarya geliştirme ve üretim ağının bir parçası olarak, Kuzey Amerika için Windsor-Ontario-Kanada’da da bir Batarya Teknolojisi Merkezi inşa ediyor.
Gelecekteki büyüme için tasarlanan teknoloji merkezinin güç sistemi, test hücresi başına 1,2 kilovolta (kV) ve 2,2 megawatt’a (MW) kadar gücü yönetebiliyor. 8 hücre odası da eşzamanlı olarak 96 hücreyi test etme kapasitesine sahip. Teknoloji merkezinin bu kısmı, temel olarak, yenilikçi batarya kimyasının ve gelecekteki gelişmeler için hücre davranışlarının karakter analizine ayrılacak.
Dare Forward 2030 stratejik planının bir parçası olarak Stellantis, 2030 yılına kadar Avrupa’da tamamı BEV binek otomobil satış karmasına ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yarı yarıya binek otomobil ve hafif ticari araç BEV satış karmasına ulaşmayı planlıyor.
